Sivil Toplum Buluşmaları Serisinin 3. toplantısında Bireysel Bağışçılığı Konuştuk

Sivil Toplum Buluşmaları Serisinin 3. toplantısında Bireysel Bağışçılığı Konuştuk

Table of Contents

Share:

LinkedIn
Twitter
Facebook

Netsquared Istanbul tarafından TAK iş birliğiyle Raklet sponsorluğunda düzenlenen Sivil Toplum Buluşmaları Serisi’nin Üçüncüsü 6 Aralık Çarşamba akşamı gerçekleşti. Toplum Gönüllüleri Vakfı’nda Kaynak Geliştirme ve İletişim Departmanı Yöneticisi olarak görev alan Derya Kılıçalp ile bireysel bağışçılığı masaya yatırdık.

Türkiye’deki bağışçılığa dair istatistikleri baz aldığımızda geliştirilmesi gereken bir tabloyla karşı karşıya olduğumuz aşikar. Dünya bağışçılık endeksi verilerine göre Türkiye 135 ülke arasında 132. sırada. Uzun yıllardır sivil toplum alanında faaliyet gösteren Derya Kılıçalp ile bu tablonun temelinde yer alan güven sorununun üstesinden gelebilmek için kurumların dikkat etmeleri gereken belli başlı noktaları konuştuk.

Kurumların finansal sürdürülebilirliklerini sağlamak için kurumsal bağışların yanında bireysel bağışçılık ayağını güçlendirmeleri gerektiğini, ne kadar çok tabana yayılırlarsa o denli sürdürülebilir bir model geliştirebileceklerini belirten Kılıçalp, bağışçılık kültürünün değişebilmesi için öncelikle kurum kültürünün değişmesi gerektiğini savunuyor.

Kılıçalp, bağışçılara salt gelir kaynakları olarak bakmanın ötesinde onları beklentileri ve ihtiyaçları olan insanlar olarak görmenin öneminin altını çiziyor ve bu beklenti ve ihtiyaçlara cevap vermek için izlenebilecek somut adımları şöyle sıralıyor:

Hesap verebilir olmak

Aşılması gereken güven sorununa yönelik en somut adımlardan biri kurumun faaliyetlerine, gelirlerini nasıl kullandığına dair şeffaf olması. Burada hesap verebilir bir kurum olup olmadığınız algısına etki eden birçok faktör bulunuyor. Mali tablolarınızı, faaliyet raporlarınızı açıklayıp açıklamadığınız, sosyal medyayı nasıl kullandığınız gibi.

Açık bir raporlamayla bağış miktarından bağımsız olarak her bağışçıyla eşit bir ilişki kurmak önemli. Kurumun bağışçıya, bağış tutarı ne olursa olsun ihtiyacı olduğunu göstermesi ve yaptığı bağışların somut sonuçlarını kendisiyle paylaşması gerekiyor.

Hikayenizi güçlendirmek

Faaliyet alanınıza, yapmak istediklerinize dair genel ve standart mesajlardansa bağışçıyı duygusal olarak etkileyebilecek farklı hikayeler ve farklı anlatım biçimleri geliştirmek önemli. İnsanların duygularına dokunmak gerekiyor ancak bu onların duygularını sömürmek, onları istismar etmek değil. Bağışlarla dokunduğunuz hayatların hikayelerini paylaşmak çok daha somut ve harekete geçirici olabiliyor örneğin.

Bağışçılara Alan Açmak

Yeni nesil bağışçıların paralarını verip çekilmek istemediklerini, kurumun faaliyetlerine dahil olup etki yaratma motivasyonu duyduklarını belirten Kılıçalp, çeşitli gönüllülük faaliyetleriyle bağışçıların bu beklentilerine mümkün olduğunca cevap verilmesi gerektiğini düşünüyor. Bağış yapılan kurumla gönül bağının bu şekilde güçlendirilmesi mümkün.

Bireysel bağışçılık hakkında konuşma

Bağışçıları yakından tanımak ve farklı bağışçı modelleri üzerinden iletişimi sürdürmek

Farklı bağışçı profilleri belirlemek,  ihtiyaçları ve bu ihtiyaca yönelik uygun iletişim stratejilerini geliştirmeniz açısından önemli. Bu noktada bugüne kadar size destek olmuş kişilerin kim olduklarını, hangi şehirlerde olduklarını, hangi aralıklarla ve hangi motivasyonla bağış yaptıklarını bilmeniz gerekiyor. Çeşitli CRM araçlarıyla sahip olduğunuz tüm veriyi işlemek ve buradan yola çıkarak hareket etmek çok daha sağlıklı ilerlemenize imkan veriyor.

Ulaşılabilirlik ve süre giden bir iletişime özen göstermek

Potansiyel bağışçıya en geç 48 saat içerisinde dönüş yapmak gerekiyor zira cevapsız bırakılan her bağışçı en az 3 potansiyel bağışçının kaybedildiği anlamına geliyor. Burada ulaşılabilir bir kurum algısı oluşturmak önemli.

Bağışçılarla sürdürülen iletişimin yalnızca bağış odaklı olmayıp kurumun genel faaliyetlerine ilişkin oluşu da yine bağı güçlendiren unsurlardan. Bağışçıları etkinliklere davet ederek, kendilerine düzenli e-bülten ya da tamamlanan projeler sonrası teşekkür mesajları göndererek iletişimi sürdürmeniz mümkün.

Geleneği ve kültürel hassasiyetleri göz ardı etmemek

Kültür ve geleneğin bağışçılık kültürüne etkisini unutmamak gerekiyor. Tek bir bağışçı modeliyle bulunduğumuz toprakların kozmopolit yapısına cevap vermek oldukça zor. Kampanya mesajlarını oluştururken hassasiyetleri gözeten o ince çizgide kalabiliyor olmak gerekiyor.

“Bağışçı olmak size ne kazandırır?” sorusunun cevabını net bir şekilde verebilmek

Sonuç olarak bağışçının bağış yapma motivasyonunu anlamak ve bağış yaparak daha iyi bir dünya hayaline ne denli katkı sunduğunu net bir şekilde ortaya koymak gerekiyor. Burada eylemlerinin sonuçsuz olmadığı duygusunu bağışçıya geçirebilmek oldukça önemli.

Etkinliğin video kaydına aşağıda ulaşabilirsiniz. Türkiye’deki bağışçılık kültürünün gelişmesine katkı sunabilmek dileğiyle…

On Key

Trending Posts

Create your account.
It’s free for as long as you need.

Start for free & upgrade only if you need. Card not required.